29 Ocak 2015 Perşembe

DEliRİyoRum GaLiBa!

Aşkın tarifi nerede ise insanlık tarihi kadar eski.  Ve gizemini koruyor. Aslın da aşk nedir sorusuna herkes;  yazar, çizer, düşünür… Kendilerince tarif yapmışlar,  yazmışlar,  çizmişler,  söylemişler… Burada şu, şunu söyledi- söylemiş  diye araştırmalardan örnekler vermeye hiç niyetim yok. Merak edenler google şeyh'ine sorabilirler.


"gültence" bu konu hakkında düşüncelerimi yazacağım… Kabul edersin yahut etmezsin,  seversin yahut sevmezsin  o başka!..


Aşk'ın cinsiyetsiz bir "şey" olduğunu düşürüm. Yani kadın-erkek arasında yaşanılması şart gibi bir yargım yoktur. Kadın- erkek, Kadın-kadın, erkek-erkek, insan-nesne yahut insan ve aşk ile sevdiği herşey!…



Duygu yoğunluğu … İrade ve yargıları aşan, ihtiras, aşırı düşkünlük diye tutku'yu tanımlayan vikipedia'ya katılarak.

Beyin cerrahı demişti ki bir gün;  her duyguyu gösterebiliyoruz, yani koku, acı, hüzün ve sevinç…vs. İnsan beyninin belirli yerlerinde merkezleri var.  Sözgelimi; daha önce gördüğünüz bir şeyi  hayal ettiğinizde beyin aynı şekilde tepki veriyor. Bu şu demek;  gerçek ve hayal arasındaki farkı beyin bilemiyor. Ama AŞK'a gelince elimiz kolumuz bağlı kalıyor. Yaşanılan, hissedilen duygular  gerçek ama beyinde yerini  bilemiyoruz.


Belki bu yüzden gizemini koruyor AŞK.




Geçenlerde COSMOS adlı 13 bölümlük bir diziyi seyrettim. Neil de Grasse Tyson sunuyor ve anlatıyor.  Kendisi Astrofizikçi aynı zamanda… Bu diziyi seyretmenizi öneriyorum. Nerden geldik nereye gidiyoruz yahut biz (insan) ve yaşadığımız evrene dair soruları merak edenler için tabi.



HİÇ'lik düşüncesi kabul görüyor bende. AŞK ise çok DEĞERLİ bir "şey" olarak ortaya çıkıyor. İnsan'a  ise nerede ise acıyorum. Bir canlı düşünün DOĞDUĞU  günden itibaren ÖLÜME koşar adım gidiyor ve kaçınılmaz bir SON!. Üç aşağı beş yukarı dünyada yaşayabileceğin süre belli yani.


Evren'in yaşı hesaplanmış; 13,5 milyar ile 14 milyar  arası ,  büyük patlamadan ( bin-bang )  günümüze kadar  geçen  zaman … İnsan'ın bu evren'de varoluş süreci ise çok kısa bir zaman dilimi.. O konuya burada girmek istemiyorum, konu Aşk..

Niye anlatıyorum bunları yahut neden yazıyorum "İnsan"ın sonsuzluk'ta bir damla gibi olduğunu düşünüp Aşk'a ve duygulara değer vermem yüzünden.


Bildiğimiz tüm değerler vatan, millet, sanat, edebiyat, aklınıza gelebilecek benzer herşey!….İnsan yaşamının süresini düşünüp, evrendeki varlığımız'ın bir toplu iğne başı kadar olduğunu kabul ettiğimde; ANLAMI'nı yitiriyor ve ANLAMSIZ bir hal alıyor belleğimde.


Peki GERÇEK nedir sorusu ise burada karşıma çıkıyor; GERÇEK bir yanılsamadan ibarettir diye düşünüyorum ve herkesin "gerçeği" başka!… Sen nasıl kabul ediyorsan öyle.


Aşk'a gelince; şanslı bir insansan yaşadıklarını, hissettiklerini düşün!…Ve mutlu zannettiğin anları…Artık anlamı senin için ne ise "o" dur aşk!…

Şüphesiz insan olarak yaşadığımız toplum ve değer yargılarından soyutlamamız gerekmiyor kendimizi.  BİREY olarak yapabileceğin ne ise "o"dur varlığın!…
Ve bir şekilde geçiyor zaman!…Aşk'sız yahut öylesine…
Sağlıcakla,

gltn s,



Not: fotograflar internetten alınmıştır!...








Hiç yorum yok:

"ANNEM" için!