 |
'koy' gitsin!... |
Gün gelir gidersem buralardan, gittiğim yerlerde "koy" olmalı. Ama küçücük, sakin, kalabalıkları bünyesinde barındırmayan. Güleç yüzlü insanları, lezzetli balıkları olan bir yer...Yolculukların en çok sevdiğim yanı sizi 'sabit' olma durumundan koparıp 'gitme' haline çevirmesidir. Ayrıca müthiş bir özgürlük duygusu kaplar; ne uğurlayan ne de bekleyen vardır bu gitme hallerin de. Sadece çekip gidersiniz. Rotanız nereye olursa olsun daha önce görülmemiş yerler ise 'keşif' duygusu hafiften sarar, sevdiğiniz, daha önce gittiğiniz yerler bir dost gibi karşılar. Konuştuğunuz kayalıklar, alaca karanlıkta bir kuşluk vakti esen rüzgarın tüm bedeninize dokunarak geçmesi, sabahın kokusu , kumsalda; sanki sakinliği, dinginliği bozmak istemez gibi ayaklarınız arasından sessizce geçen dalgalar...Hep bekler sizi bilirsiniz!..
Derler ki; "yolculuk" huzursuz ruhların ilacıdır. Uzun bir süredir ilacımı almayı ihmal etmişim. Ama beklediğini biliyorum; hiç görmediğim koy'lar, yüzeylerine dokunup geçeceğim asırlık çınarlar, ağaçlar, tepelerine çıkıp etrafı izleyeceğim kayalıklar, tepeler, kumsallarına uzanacağım denizler, bağ bozumları, içinde tepineceğim şıralar, üzümler, tadacağım şaraplar!...
Hayal etmediğim, edemediğim daha çok şeyler, hepsi bekliyor beni...
Yüreğimi ateşe verip, küllerini savurmak o koylara ve içmek bir kadeh bir kadeh daha diyerek...
Kimsesiz, tekbaşıma gitmek, çekip gitmek istiyorum.
sağlıcakla,
gltn s,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder