15 Mart 2011 Salı

Sevdiğim!

Kadın içi titreyerek sevdiği erkeğe baktı.Gözlerinde beliren hüzne anlam veremedi.Neden diye kendi kendine söylenir gibi olsa da aslında biliyordu..Sarıldı boynuna koklayarak öptü yanaklarından.Hep böyle yapıyordu öperken mutlaka kokluyordu sevdiğini.Adam tebessüm etti.Bu kez gözlerine bakan sevdiğiydi.Sessizce konuşmadan öylesine bakıştılar bir süre.Sonra 'sevdiğim,güzel yarim!' dedi adam.'güzel yarim' demesini yadırgıyordu bazen kadın çünkü güzel bulmuyordu kendini.Ama her seferinde o 'hayır güzellik bir bütündür,sadece göz,yüz değil' diyor ve ekliyordu;'sen güzelsin,her yönüyle ruhunla ve bedeninle...' o kadar içten söylüyordu ki kadın  bu güzel sözlerin sonrasında kendisini güzel buluyordu nasılsa!..
...
Sevgiden,aşktan bahsetseler de  yaşamın zorluklarından daha çok konuşuyorlardı.Yinede şükrediyorlardı.Mutluydular. Olumsuzluklara rağmen birbirlerini sevmekten hiç vazgeçmediler. Zengindiler bu yüzden.
...
'Bahar geldi  artık ' dedi adam.Kadın 'havalar yinede soğuk güneşli olsada' dedi.Ellerini tuttu adam,sevdiğine yine o gizemli bakışlarından birini daha yolladı.Kadın  'ama dedi zaman çok kısa' olmuyor böyle.Cevap vermedi...Sustular durumlarını kabul ederek.Onayladılar çaresiz.Sarılıp koklayarak yine öptü kadın.Bunu hep yapıyordu ve ses çıkıyordu öperken  sonradan utanıyordu...Kendi kendine kızıyordu 'bi türlü sessiz öpmeyi başaramıyorum'...'güzel yarim,tatlı yarim,nazlı yarim...'dedi sevdiği.
...
Güneşe doğru çevirdiler başlarını gözleri yumuk.Hayallere daldılar bir süre.Gözlerini açıp gökyüzüne baktılar.Hava çok güzeldi ve bahar gelmişti.'hadi kalkalım' dedi adam.El ele tutuşup yürüdüler otobüs durağına kadar.Sonra 'hadi geç karşıya sen' dedi adam.Kadın ayrılmak istemiyordu, boynuna sarıldı,öptü yine sesli.Geçti karşıya sevdiğini daha çok kızdırmamak için çünkü her seferinde tartışıyorlardı bu yüzden. karşıya geçip bekledi yine  sevdiğini  gelen otobüse binerken izleyecek ve birbirlerine el sallayacaklardı uzaktan.
...
Güzel bir gündü, sevdiğiyle birlikte olunca daha çok parlıyordu güneş sanki.Ya da ona öyle geliyordu. 'güzel yarim,tatlı yarim,nazlı yarim..'sözlerini bir kez daha düşündü yolda yürürken.Tebessüm belirdi yüzünde kadının ve kimsenin duyamayacağı şekilde '.canımın içi...' diye söylendi kendi kendine...


sağlıcakla,

gltn s,

13 Mart 2011 Pazar

Güneşli bir gün!

Yağışlı ve soğuk günlerin ardından doğan güneş ve günlerden pazar olunca...Ne gibi görüntüler var İstanbul'un Fındıklı Parkın da,Gümüşsuyu'nda ve Taksim ve İstiklal caddesin de acaba diyerek yürüyüşe çıktım.Yaptığım yürüyüş esnasında gördüklerim ve akılda kalanları kısaca yazmaya çalışacağım. Öncelikle Fındıklı Parkından bahsetmek istiyorum..Bu parkın en önemli özelliği Panoramik İstanbul manzarasını oturduğunuz yerden sadece başınızı yavaşça çevirerek görebilmenizi sağlamasıdır.Sola çevirince;iki kıtayı birbirine bağlayan 'boğaz köprüsü'nü,aynı yönde gözünüzü aşağıya kaydırınca,Ortaköy Camisini ve karşı kıyıda caminin tam karşısına denk gelen tarafın da Beylerbeyi sarayı'nı...
...
Park'ta denize karşı herhangi bir yere  oturup sabit bir şekilde baktığınız da 'Kız Kulesi'ni,Sağa çevirdiğinizde başınızı;İstanbul'un meşhur siluetini oluşturan Saray Burnunu,Topkapı Sarayını,arkasında minareleri ile hemen gözünüze çarpan Sultan Ahmet Cami'sini görürsünüz..Tüm bu görüntüler en belirgin bilinen güzellikler yoksa aralarında ve daha uzaklarda bilen gözler için çok fazlası var.Benim bildiğim bunlar şimdilik.
...
İşte benim gözümde böyle bir yer Fındıklı Parkı ve çok seviyorum..Bugün yürüyüş için indiğimde çok kalabalıktı.Ortalar da yürümek, oturup etrafı izleyen insanların manzarasını engellemekten başka bir işe yaramayacağını bildiğimden çok kalmadım ve devam ettim.Kimler yoktu ki,uzak yerlerden geldiği belli olan çiftler,yakın civarda oturup gazetesini denize karşı çay içerek okumak isteyenler,belediyenin ısrarlı yasaklarına rağmen çok az olan çimenlerin üzerine kilim,battaniye sermiş piknik yapanlar.Genellikle bu piknik sahipleri   parka yakın Beyoğlu'nun  bazı mahallelerinde oturan romenler ve çingene diye ötekileştirdiğimiz zevk ve sefaya her daim hazır insanlar.Her ne kadar   çevreyi hoyratça kullansalar da etrafa yaydıkları mangal dumanını da saymazsak neşelerini,uzaktan izlediğim sohbetlerini seviyorum.Çekinmesem oturup yanlarına katılacağım sohbetlerine.Henüz çekinme modundayım.Neyse parktaki izlenimleri ayrı bir yazıda anlatırım.
...
Gümüşsuyu'nun hangi sokağıydı tam olarak hatırlamıyorum ama Kabataş Set üstünden yürüyerek yukarı doğru çıktığımda caddeye yakın yokuşun sol tarafında yer alan bir binanın alt katında bir grup insan dans ediyorlardı.Müzik ve seslere doğru bakınca hemencecik görebileceğiniz bir yerde.Perdeler açık.Dans dersi aldıklarını düşündüğüm  bir grup insan.Daha çok ritmik spor hareketleri yapıyorlar gibi geldi bana o an geçerken gördüğüm kadarıyla...
...
Ve Taksim Meyda'nına  Gümüşsuyundan doğru yürüyüp geliyorsanız benim gibi köşeyi döndüğünüzde gördüğünüz manzara şöyle olacaktır.Güneşli bir gün demiştik ya sanki 'O güneş' taksim meydanında eylem yapıyor  ve o eyleme katılmak,destek vermek  için gelen insanlar..Henüz bahar renkleri giysilere yansımadığından  kara kara dolaşan ,sağa sola hareket eden yığınlar gibi bir şey gördüğünüz.Anıt ortada o yığınların dağılmaması için görünmeyen bir ip bağlamış sanki  etrafında döndürmekte...Kalabalık öyle ürkütücü geliyorki bazen  korkup İstiklal Caddesinin başından yönünüzü sıra selvilere doğru çeviriyorsunuz.Ben de öyle yaptım.
...
İstanbul'un güneşli havaların da gezilebilecek ve havanın ruhuna uygun, izlediğinizde,gezip gördüğünüz de huzur bulabileceğiniz o kadar güzel yerleri var ki!...İstiklal Caddesin de yürümenin nerede ise işkenceye döndüğünü  gördükçe aklıma gelir o yerler...O güzel yerler de güneşli bir pazarın keyfini çıkaranlar da vardır şüphesiz!.. 'o' yerleri gidip görüntüleyip yazmak istiyorum.Umarım tembellik etmem..

sağlıcakla,

gltn s, 

2 Mart 2011 Çarşamba

Kumrular da "aşk halleri"!







Uykusuz bir gece de arka pancereyi, temiz hava iyi gelebilir diyerek açtım. Bir sigara yaktım  ve onları gördüm. kıpırdamadan  birbirlerine yaslanmış. Soğuk, rüzgar ve yağmura karşı tek dal üzerinde...Sanırım benim için de sevginin anlamı böyle bir şey; şartlar ne olursa olsun, sarılmalı insan sevdiğine  'kumrular' gibi...



gltn s,

"ANNEM" için!